NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
73 - (1583) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
الحنظلي.
أخبرنا روح بن
عبادة. حدثنا
ابن جريج.
أخبرني ابن
شهاب عن سعيد
بن المسيب؛
أنه حدثه عن
أبي هريرة، عن
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
قال (قاتل
الله اليهود.
حرم الله
عليهم الشحوم
فباعوها
وأكلوا
أثمانها).
{73}
Bize İshak b. İbrahim
El-Hanzalî rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde haber verdi. (Dediki):
Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana İbni Şihâb, Saîd b. el-Müseyyeb'den
naklen haber verdi. Saîd de ona Ebû Hureyre'den, o da Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayette bulunmuş ki:
«Allah yahudîlerin
belâsını versin! Allah kendilerine iç yağlarını haram kıldı; onlarsa bu yağları
satıp paralarını yediler.» buyurmuşlar.
74 - (1583) حدثني
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب.
أخبرني يونس
عن ابن شهاب،
عن سعيد بن
المسيب، عن
أبي هريرة،
قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (قاتل
الله اليهود.
حرم عليهم
الشحم فباعوه
وأكلوا ثمنه).
{74}
Bana Harmele b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni
Şihâb'dan, o da Saîd b. Müseyyeb'den, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdi.
Ebû Hureyre şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Allah yahudîlerin
belâsını versin! Kendilerine iç yağı haram kılındı da onu satıp parasını
yediler.» buyurdu.
İzah:
İbni Abbâs (Radiyallahu
anh) hadîsini Buhari «Buyü» ve «Benî İsrail» bahislerinde; Nesaî «Zebâyıh» ve
«Tefsîr»de; İbni Mâce «Eşribe»de muhtelif râvilerden tahrîc ettikleri gibi, Ebû
Hureyre hadîsini de Buhâri «Kitabü'I-Buyû»da aynı isnadla tahrîc etmiştir.
İbni Abbâs (Radiyallahu
anh) hadîsinde bahsi geçen Semûra , ashâb-ı kiramdan Semûra b. Cündüb 'tür.
Şarabın haram kılındığı her tarafta şuyû' bulduğu halde Hz. Semûra gibi bir
sahâbî-i celîlin onu nasıl satabildiği meselesi üzerinde durulmuş; neticede
şaraptan sirke yapmak suretiyle onun ismini değiştirdiği kanaatine varılmıştır;
nitekim ölü hayvanın iç yağı haram kılınınca yahudîler bu yağı eriterek
satmışlar; ve bir nevi' te'vîlde bulunmuşlardı. Kurtubî ve diğer bazı ulemâ Hz.
Semûra'nın şarap satmasının üç vecihle îzâh ve tefsir edildiğini söylerler,
1- Bir kavle göre
Semûra (Radiyallahu anh) bu şarabı ehl-i kitaptan cizye denilen vergi bedeli olarak
almış; bunu caiz zannederek yine ehl-i kitaba satmıştır.
2- İkinci kavle göre
üzüm şırasını, şarap yapacakları belli kimselere satmıştır. Netice itibariyle
şarap olacağı için şıraya şarap denilmiştir. Nitekim bu itibarla üzüme de şarap
denilebilir Hattâbî: «Şarabın haram
kılındığı şüyu' bulduktan sonra Semûra'nın aynen şarap sattığı zannedilemez; o
ancak şırayı satmıştır.» diyor.
3- Şaraptan sirke
yaparak sirkeyi satmıştır.
İsmâîli: «El-Medhal»
namındaki kitabında bu hususta şu mütâleayı yürütmektedir : Caiz ki, Semûra
(Radiyallahu anh) şarabın haram kılındığını biliyor, fakat onun satışının da
haram olduğunu bilmiyordu. Eğer hal böyle olmasa idi Hz. Ömer onun bu yaptığını
ikrar ve kabul etmez; bilâkis bilerek yaptığı için onu valilikten azlederdi
ölü hayvanın iç yağının
haram kılınmasından murâd yenmesidir. Yenmesi haram kılınınca yahudiler ondan
eritip satmak suretiyle istifadeye başlamışlar. «Ecmele» ve keza «cemele»
fiilleri eritti mânâsına kullanılırlar.
Hüküm itibariyle bu
rivayetler de yukarıki Câbir (Radiyallahu anh) rivayeti gibidirler. Hz. Ömer
(Radiyallahu anh) rivayeti muayyen bir âsîye lanet edilebileceğine delâlet
ediyor. Mâmâfîh Ömer (Radiyallahu anh)'ın bu sözü şiddet ve tağlîz için
söylemiş olması da bir ihtimaldir. Çünkü Araplar lanet sözünü hakikî mânâda
değil, mecazen bir şeyden menetmek mânâsında kullanırlar.
Harama vesile olan
hileyi iptal etmek, birbirine benzeyen şeylerde kıyasa müracaatta bulunmak dahî
babımız hadîslerinden çıkarılan hükümlerdendir.